Baydar’a göre; Dâd, adalet, doğruluk, atıfet, ihsan demektir. Bu mücadeleyi en sonunda Akkoyunlular kazanmış ilk önce Erzurum’u daha sonrada Tebriz’i ele geçirerek Karakoyunlu devletini ortadan kaldırmışlardır. 1996 yılında İstanbul'a geldi ve oyunculuğunu lise hayatına kadar okul tiyatrosunda devam etti. Caber- Urfa yöresinde yaşayan Döğer boyu ile Alpavut (Aipagut)ve Karaulusoymakları da Karakoyunluların siyasi faaliyetlerine katılmışlardır. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.

Bahaneleri ise, “O kadar insan nerede kalacak?”İslâm’a düşman birini getirip “Kâbe’yi itibarsızlaştırıp önemsizleştirin” desek, şu anki duruma getiremezdi.Öyle ki Kâbe fotoğraflarına bakarken, etrafındaki gökdelenlerden görebilmemiz için büyüteç kullanmamız gerekiyor artık.İşin tuhaf tarafı bu, kimseye önemli bir sorun gibi görünmüyor. Bu konuda en doyurucu çalışmayı Prof. Dr. Efresiyap GEMALMAZ Türk Dil Kurumu yayınlarından çıkarmış olduğu Erzurum ili ağızları çalışmasıdır. Müzisyen, Türk Halk Müziği Sanatçısı, Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu. Herkes bu konuda sıkıntılı değil midir?Bunların hepsi üzerinde uzun uzun tartışılması gereken ahlaki sorunlardır.Bugün dadaş kimliği de ne yazık ki, bu sorunların altında kalmıştır.Yeni yerleşim yerleri oluşturur ve yeni alanları imara açarken manevi ve tarihi dokuyu da dikkate almak milli hassasiyet adına çok önemlidir.Yapılanlara baktığımızda yeni bir hayat tarzı adına maneviyatı kaybediyoruz.Bugün Erzurum’un bütün dertleri çözülse “Neyi kurtardık, neyi kazandık?” sorusuna vereceğimiz cevabımız maalesef yoktur.Büyük bir açgözlülükle, kentleşme adına yıkıp yok ettiğimiz alanlarda, mahalle ve sokak aralarında kalmış mezar ve türbeler bile gözümüze batar oldu.Bundan 50, 60 yıl önce şehir içerisinde bulunan 36 adet mezarlığın üzerine nasıl ki, kamu kurumları, okullar, sağlık ocakları, lojmanlar dikerek tarihi kimliğimizi yok edip,şehrin hafızasını sildiysek, bugün de o tarihi-kültürel dokudan kalanları yok etmekte bir sakınca görmüyoruz.Sadettin Ökten, hem şehir kurmanın önemine hem de hayatın akışına yönelik tespitlerine “nispet” ve “iktifa” prensipleri tarafından da değiniyor.Nispeti, kısaca bir şeye göre oran, iktifayı ise yetinme, yeterlik olarak tanımlayabiliriz.Anlatımını örneklerle zenginleştiren, zaten açık olan üslûbunu daha da anlaşılır kılan Sadettin Ökten Hoca, nispet ve iktifayı kitabının temeline oturtup bu konuyu da örnekleriyle okura anlatıyor:“Yani bir evliya türbesinin yanına bir gökdelen –hatta sekiz katlı bir gökdelencik deyin- dikerseniz, o evliya türbesine muhtemelen önem vermiyorsunuz demektir. Dadasi/Dağ-atasi-şehri; Atası dağlılar şehri; Dede’os/dadaş şehri.”(SAYFA 93)Son olarak ise Erzurum ağzında en çok kullanılan Diyaloglardan yola çıkarak Dadaş kelimesine şu anlamı yüklemiştir.”Erzurum’da çok kullanılan “Di, ha’di, digonuş, ne id’digin anlat, di bağam (de, konuş, anlat), en çok duyulan di’yaloglardır. Adım Göknur, Aziziye merkezden yazıyorum, dadaş erkek arkadaş arıyorum. Peşmergeler ayrı bir kürt lehçesi ama Zaza lehçe değil millet. Teyze. Bugünkü yazımda Sadettin Ökten’in düşünceleri ışığında bir değerlendirme yapmaya çalışacağım.Kadim bir kültüre sahip Erzurum’da yaşamanın bir bedeli, bir ahlakı müeyyidesi vardır.Türkiye’de, Erzurum dışında hangi şehre giderseniz gidiniz, size kimliğinizi sorduklarında ve siz de “Erzurumluyum” dediğinizde ikinci soru şu olacaktır: “Dadaş mısın?”Doğrusunu söylemek gerekirse, vereceğiniz cevap, bir kimliği, ağır bir sorumluluğu üstlenmenin karşılığı olacaktır.Dadaşlık öyle herkesin altından kalkacağı bir kimlik değildir.“Dadaş, örf, âdet, gelenek ve göreneklerine bağlı, aynı zamanda yeniliklere açık olan Erzurumludur.
Kayılar dahil olmak üzere hemen hemen bütün Türk boyları Erzurum ve çevresinde konaklamıştır.

1.

Üstün. Les alevi bektashi utilisent l'expression « Hakka yürümek », s'en aller vers le Hakk (la Vérité) ou retourner à son essence, pour désigner le décès d'une personne. Çapqın. ardahan ilinde kısmen alevi vardır ardahan damal ilçesi geneli alevidir göle ilçesindende alevi köyleri mevcuttur 5. Şuanki Zaman:

Bu mücadelenin tarafları Erzurum’dan daha öteye geçip Anadolu coğrafyasına yayılamamışlardır.

Erzurumlu, olay ve fikirleri araştırır; insanların ayıplarını asla araştırmaz.